Daha dünyaya ayak basmadan, havasını ciğerlerimize doldurmadan; gülümsemeden, kızmadan, ağlamadan, kahkaha atmadan, çok önceleri yazgımızı biçmişler. Hangi renkler kötü, hangi insanlar fena, kimler iyi olmalı kimler kötü? Ne giymeliyiz, neler içmeliyiz, nelerden uzak durmalıyız, siyahın kötü beyazın iyi olduğunu mesela, mavinin erkek rengi, pembenin kız rengi olduğunu ya ben maviyi seviyorsam.. "Siyaha iyi demek ve beyazı kötülemek istemişsem", büyüklerimin yanında ağız dolusu gülmek, küçüklerimle büyükmüş gibi konuşmak ve nerelere gideceğime ben karar vermek istemişsem. Ben, ben yalnızca ben istemişsem..
Belirlenen yazgılar gidilecek yollar dönülecek hedefler o söyledi bu yaptı şu kişi kızdı onlar uzak durun dedi. Bırakın ayağı kayacaksa kaysın! İnsanlar kalkmayı da kendileri öğrenirler. Yazmayın, çizmeyin, senaryolar da sıkmayın.. sobaya elleri değsin koşarken düşsün, bazen kızsın karşınızda ağlasın... Susmasın, bağırsın yeri gelince düşündüklerini dile getirsin korkusuzca gülsün eğer biri üzecekse üzsün, öğrensin. Yaşadığımız başı bozuk dünyada bir şeyler tecrübe edilmeden anlaşılamıyordu. Üzülmeden ne yazık ki büyük mutluluklarımız olmuyordu.. çabalamadan bir yerlere gelinemiyordu. Koca insanlık; o, bu, şu; onlar, bunlar, şunlar diye kategorize edilmesin, yeterince kurallar ve kural uyduranlar arasında sıkışmış durumdayız. Ben hemen, daha ölmeden kimseye danışmadan duygularımı söyleliyim dışarıda ki o, bu, şu diye nitelendirdiğimiz insanlarda duygularından kaçmadan yaşamalıydı. Kimseden izin almadan, bizlere sorulmadan, dayatılan kurallara baş vurmadan hayatlarını yaşa-malıydı(k) lar.
Yasaklar, kurallar, daha çabuk yıkılırdı, serbestlik insanlara kutsal gelmeyeli uzun çok uzun yüzyıllar olmuş. Ben kıraathaneye gidip bir bardak demli çayımı içmeli, (kim ne der düşünmeden) çocuk oyun alanında boyuma posuma bakmadan oyun oynamalı, salıncağa binmeli.. nerde ne giyeceğime bakmadan nasıl görünmek istiyorsam öyle görünmeliydim. Ben aslında ben olmalıyım, herkesin kafasında oluşan insanlık namına yapılan kategorize kelimelerden uzaklaşmalıydım. Ben gökyüzünün çatılarla buluştuğu yerlere esir düşmeliydim. Yalanlardan, kurallardan, başkalaşmalardan kaçıp yalnızca ben olmalıydım. Ben aslında 5 heceden oluşan, bizlere daha doğmadan zor kazanılacak bir şeymiş gibi öğretilen o kelime olmalıydım.. İNSAN.
Zor olduğu söylenilen ve yine zor olduğu bazı taraflarca kabul görmüş kişiler içindi.. bende basit bende kolaydı. Herkesçe de kolay bulunmalıydı, saklayan çıksın ortaya ve gerçeği göstersin bir an önce! Etraf yolunu kaybetmişler ile dolu..